Kocaeli Kitap Fuarına katılan mutasavvıf yazar İnançer; “Hayata tatbik edilmeyen okumanın anlamı yok” dedi.
Kocaeli Kitap Fuarına katılan mutasavvıf yazar İnançer; “Hayata tatbik edilmeyen okumanın anlamı yok” dedi.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin bu yıl 11. kez düzenlediği Kocaeli Kitap Fuarı'na konuk olan mutasavvıf yazar Ömer Tuğrul İnançer, ‘’Okumak’’ konulu bir söyleşi gerçekleştirdi. Karamürsel Alp Salonu’nda gerçekleştirilen söyleşiye okurlar adeta akın etti. İnançer, ilgiyle izlenen söyleşisinde okumanın ve bilginin hayata tatbik edilmediği takdirde bir anlam taşımayacağını söyledi.
ÖNEMLİ SORU
Ömer Tuğrul İnançer, okumanın önemine dikkat çekerek, gençlere önemli bir soru yöneltti. “Her okuduğumuzu anlıyor ya da her okuduğumuz tatbik ediyor muyuz?” diye soran İnançer, “Çünkü bize önemsiz şeyleri yaşatıyorlar. Bunun en başında bilgi geliyor” dedi. Gençlere, “Kendinize şu sorunun cevabını verin. Terliyken soğuk su içmenin zararlı olduğunu biliyor ve hala içmeye devam ediyor musunuz? Cevap evet ise işte o bilginin bir önemi yoktur. Demek ki bilgi değil önemli olan o bilgiyi tatbik etmektir” dedi.
OKUDUKLARINIZI BAŞKA KAYNAKLARDAN TEYİT EDİN
İnançer, kendisini dinleyenlere okuduklarını dikkatle okumalarını önerdi. Yazar, bu aşamada, “Okuduklarınızı başka kaynaklardan teyit edin. Bugünkü eğitim sisteminin bu toplumu düzeltmeyeceğini bilin ve bunun yayın” dedi.
OKULLAR HASTANELER TİCARETHANE OLMUŞ
Söyleşide bugünkü eğitim sistemi de yer aldı. İnançer, bugünkü adı eğitim olan okul sisteminde çocukların sınav edildiğini söyleyerek, “Bunun sonucunda da bir not veriliyor. Başarısızlık varsa o başarısızlığı araştıran çok az sayıda öğretmen var. Ayrıca okulların bir kısmı tıpkı bazı hastaneler gibi dükkan, ticarethane olmuş” dedi.
PEYGAMBERİMİZDEN UZAKLAŞTIK
Söyleşide toplumun sorunlarının nedenine dikkat çekildi. Mutasavvıf yazar İnançer, bunun nedenini ise Peygamber Efendimizden uzaklaşmak olarak gösterdi, “Ben sık sık bu toplumun dertlerinden birinin de Peygamber Efendimizden uzaklaşmak ve onu yeterince anlamamaktan kaynaklandığını düşünüyorum” dedi.
KAÇIMIZ ANNECİĞİM, BABACIĞIM DİYORUZ
İnançer, söylemlerimize de dikkat etmemiz gerektiğinin altını çizdi. Anne ya da baba diye hitap etmenin yanlış olduğunu anlatan İnançer, bu kapsamda Kur’an-ı Kerim’de Hz. İbrahim ve Hz İsmail arasındaki baba-oğul hitaplarına değindi. Bu peygamberlerin birbirlerine “Babacığım, yavrucuğum” şeklinde hitap ettiklerini hatırlatan İnançer, “Allah bu ayetleri gönderirken, laf olsun diye mi gönderdi yoksa bu kelimelerden bizim de istifade etmemizi mi istiyor. Kaç tanemiz annecim, babacım diyoruz. Peygamberin varlığından haberdar olmak onu tanımak değildir. Her Müslüman için, Ahzap suresine göre, peygamber zevceleri bizim annelerimizdir. Peygamber zevcelerinin bizim annemiz olması ise Allah emridir. İsimlerini bilmekten bile aciziz. Onların adlarını ve hayatlarını bilsek hayatımıza da tatbik ederdik” şeklinde konuştu.
BEDEN GÖZÜ İLE OLAYLARA BAKMAK
İnançer söyleşinin sonunda gözün bedene ait bir algı noktası olduğunu da değindi. Beden gözü ile olaylara bakmanın yanlış olduğuna dikkat çeken İnançer, “İnsanın içinde yaratıcısını bulma cevheri vardır. İnsanın içinde bir bilgi cevheri var. Bunun büyük bir kısmı tecrübe ile elde ediliyor. Bilgileri tatbik ederek doğruyu buluruz” diye konuştu. İnançer sözlerini Peygamber Efendimizin, “Siz bildiğinizle amel edin Allah sizi ilme ulaştırır” hadisini hatırlatarak sona erdirdi.
DİĞER SÖYLEŞİLER
Öte yandan Kitap Fuarı’nın ikinci gününde Karamürsel Alp Salonu’nda Adem Çaylak, “İslam Siyasi Düşünce Geleneği” ve İnci Ertuğrul da “Sessizliğe Koşanlar” başlıklı birer söyleşi gerçekleştirdi.